ABD tarihinin en büyük 2. banka iflası nasıl 48 saatte gerçekleşti?
13 Mart Pazartesi sabahından herkese merhaba. Geçtiğimiz hafta çarşamba gününden bu yana iş dünyasının tek bir gündemi var: Silicon Valley Bank (SVB). Peki neden? Hazırsanız başlayalım.
Silicon Valley Bank (SVB), takvimler 8 Mart sabahını gösterdiğinde, dışarıdan bakanlar için saygın bir banka profili çiziyordu. Tam olarak 48 saat içinde ise batışı felaketle sonuçlanmasın diye devlet yetkilileri tarafından el koyulmuştu. Peki ABD’deki en büyük 16. bankaya 48 saatte neler oldu?
Bu soruya cevap bulabilmek için öncelikle SVB’nin nasıl bir banka olduğunu anlamamız gerek. 1983 yılında kurulan California merkezli SVB, bulunduğu konum ve hizmet ettiği müşteri grubu nedeniyle Amerikan risk sermayesi şirketleri ve Silikon Vadisi girişimleriyle oldukça haşır neşir bir isimdi. Büyük fonlar, bankanın son 20 yıldaki iş modelinin temel kolonlarından birini oluşturuyordu. VC’ler paralarını güvende tutmak için SVB’ye başvuruyor, girişimler de aynı güven ortamından beslenerek aldıkları yatırımı SVB’de tutuyordu. Kısacası kendi ekosistemlerinde mutlu bir aile tablosu çiziyorlardı.
Para boyutunun banka adına yönetilebilir olduğu bir senaryoda bu mutlu aile tablosu bir problem teşkil etmedi fakat pandemi sırasında dünya genelinde görülen yatırım artışı, SVB yönetimini “güvenli gelir” arayışına itti. Yönetimindeki para durmadan artan SVB, başta uzun vadeli ABD Hazineleri ve devlet destekli ipotek tahvilleri olmak üzere on milyarlarca dolar değerinde “safe security (güvenli varlık)” satın aldı.
Bu güvenli varlıklar, ismindeki “güvenli” kelimesinden de anlayacağınız üzere düşük riske sahip yatırım opsiyonlarından oluşuyor. Görünürde bir kriz olmadığı sürece varlıklar planlanan uzun vadeli süreç dolduğunda satılarak bankaya gelir olarak dönüyor.
2020-2021’e baktığımızda bu karar hem yatırımcılar hem de banka adına “akılcı” bir hamleye benziyordu. Pandeminin girişim ekosistemini değiştirmesiyle hyper growth sürecine giren girişimler durmadan yatırım alıyor ve VC’ler de durmadan para topluyordu. SVB de şubesine gelen her kuruluşu açık kollarla karşılayarak “parayı katlayacağız,” diyordu. Tabii, iflastan da anlayacağınız üzere işler kağıt üstündeki gibi ilerlemedi.
17 milyar dolar kayıp
SVB’nin halka açık finansal kayıtlarına göre, bankanın 2020’nin ilk çeyreğinde 27 milyar dolar değerinde olan menkul kıymetler portföyü 2021’in sonunda 128 milyar dolardı. Bahsi geçen menkul kıymetlerin bir anda değer kaybetme riski yok ancak sabit faiz oranlarına bağlılar. Federal Reserve (FED) faiz oranlarını değiştirdiği anda satılırlarsa bankanın uzun vadeli planına göre değil, serbest piyasadaki oranlara göre satışa koyuluyorlar. Faiz oranlarının bankanın aleyhine olduğu anda bu varlıkların satılması kayıp demek. SVB için de durum böyle.
WSJ’nin paylaştığı verilere göre, SVB'nin 2022 sonunda menkul kıymetler portföyündeki açık 17 milyar dolardı. Finansçıların “gerçekleşmemiş zarar” adını verdikleri bu 17 milyar doların içinde kimi VC’nin veya girişimin parası bulunuyordu. Bunun yanında SVB’nin bir de nakit krizi içinde olduğu iddia ediliyordu. Müşteriler yüksek miktarlarda işlem yapmak istediği zaman gerekli nakit bulunamıyordu. Hal böyle olunca SVB, sahip olduğu menkul kıymetlerin bir kısmını zararına satmak üzere harekete geçti.
Banka, elindeki varlıkların 21 milyar dolara tekabül eden kısmını 1.8 milyar dolar zararla satacak, ardından hisseleri üzerinden 2 milyar dolar yatırım alarak nakit krizine pansuman yapacaktı. İlk adım başarıyla tamamlandı. SVB sahip olduğu varlıkların 21 milyar dolarını 1.8 milyar dolar zararla sattı ve 2 milyar dolar yatırım için arayışa çıktı. Hesaba katılmayan konu ise 1.8 milyar dolar zararın yatırımcı üzerinde yaratacağı etkiydi.
Şirketin finansallarına bakan yatırımcılar, yatırım masasından kalkarak çevresindeki herkesi uyarmaya başladı. “Paranızı SVB’den çekin, güvenli değil” cümlesi tüm Silikon Vadisi’nde yankılanıyordu. Gelişmelerin medyaya yansımasıyla birlikte SVB’nin hisseleri 24 saat içinde %60 değer kaybetti. Üstelik bu daha krizin başlangıcıydı. VC’ler yatırım yaptıkları girişimleri uyarmaya başladı: “Hemen paranızı SVB’den çekin ve portföyünüzdeki riski azaltın.” Girişimler durmadı, aynı şekilde parasını SVB’de tutan VC’ler de durmadı. Bir gün içinde bankadan toplamda 42 milyar dolar çekilmeye çalışıldı; bankanın ise o kadar parası yoktu. Hatta gün sonunda SVB’nin nakit hesabında 958 milyon dolarlık bir açık vardı.
Bankanın içinde bulunduğu durum alarma geçmekten öteydi. Banka ya batacaktı ya da satış opsiyonlarını değerlendirerek gemiyi terk edecekti. Satış opsiyonları değerlendirildi ancak alıcı çıkmadı. Kimse SVB’nin içinde bulunduğu krize el atmak istemiyordu; çok da haklılardı. Alıcı çıkmayınca da iflas bayrakları çekildi. Bankanın faaliyetleri cuma akşamı ABD’ye bağlı devlet daireleri tarafından durduruldu ve bankaya ilişkin tüm kararların FDIC (Federal Deposit Insurance Corporation) tarafından alınacağı duyuruldu.
Bundan sonra ne olacak?
FDIC (Federal Deposit Insurance Corporation), mevcut krizin daha da büyümesini önlemek adına bankanın sigortaları mevduatlarının dağıtımını üstlenecek. Bu kapsamda sigortalı her hesap başına gerçekleşen kayıpların 250 bin doları FDIC tarafından karşılanacak. Sigortalı mevduatların önden dağıtılması ile birlikte büyük alacaklıların varlıklarını geri çekerek “Bank Run” yapması önlenecek. Sigortalı tarafın dağıtımı tamamlandıktan sonra bankanın elinde kalan tüm varlıklar likidite edilip kalan alacaklılara ulaştırılacak. Bu sabah itibarıyla SVB ekibi de ofisten çalışmaya devam edecek.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, SVB’nin durumu hakkında dün gerçekleştirilen son açıklamada hükümetin SVB’nin borçlarına yardımcı olmayacağını belirtti. Yellen, "2008 finansal krizi sırasında kurtarılan büyük bankaların yatırımcıları ve sahipleri vardı. Uygulanan reformlar, bunu bir daha yapmayacağımız anlamına geliyor ancak mevduat sahipleriyle ilgileniyoruz ve onların ihtiyaçlarını karşılamaya odaklandık,” dedi.
Toplam kaybın ne kadar olduğu bilinmese de şirketin 2022 başındaki portföyüne bakarak bir tahminde bulunmak mümkün. 2022’nin ilk çeyreğinde Silicon Valley Bank’ın portföyünde toplamda 198 milyar dolar bulunuyordu. Güncel tahminlere göre ise şirketin portföyünün değeri 170 milyar doların aşağısında. Yani 30 milyar dolara yakın bir para duman oldu.
SVB krizi, ilk başlarda 2008 Lehman krizi ile kıyaslanmış olsa da 2008 krizine kıyasla piyasanın genelini değil direkt olarak bankayı ilgilendiriyor. Şirketin içinde bulunduğu durum, 2008 mali krizine musallat olan kötü borç politikalarıyla ilgili sorunlardan çok farklı. Pandemi sırasında akan parayla en kısa vadeli Hazine bonolarını satın almak veya parayı nakitte tutmak bankaları artan faizden korudu ancak bu tür felaketlerin kapısını da araladı. Bankaların "güvenli" getiriye bağlılığı, batanlar kervanına yeni isimlerin eklenmesiyle artabilir ancak uzmanlar daha büyük bir krizin tetikleneceğini düşünmüyor.
Swipeline Gündem’ı nasıl buldunuz? Eğer keyif aldıysanız mutlaka arkadaşlarınızla paylaşın :)
Keyif alıyorsanız ama hala abone değilseniz aşağıdaki butona tıklayarak abone olabilirsiniz.